Gelelim yazılı basının nasıl bir yapıya sahip olduğuna. Satılan gazetelerin üçte biri Sabah ya da Medi Grub’a ait. Biri İzmir’de olmak üzere grubun tam yedi günlük gazetesi var. Toplam tiraj bir milyon iki yüz binden fazla. Bunların arasında 140 bin civarında tirajı olan Fotomaç da yer alıyor. Grup bütün gazeteleri kendisi çıkarmış.
Gazetecilik alanında ikinci büyük grup Doğan Holding veya Aydın Doğan.
Görülüyor ki ; iki büyük grup, toplam basının üçte ikisini yönlendiriyor. Geride kalan sermaye oldukça dağınık ancak bu arada ilginç bir gelişme yaşanıyor.
Böyle bir yapıya sahip olan medyanın toplumdaki tüm çarpıklıkların nedeni olarak gösterilmesi ne ölçüde doğru olacaktır? Aslında halkımızın büyük bölümü olaylardan uzak yaşamaktadır. Doğruları öğrenme arzusu yoktur ; ilgi duymayan, okumasını sevmeyen, seyretmekten hoşlanmayan ya da kendi düzeyinde filmlerle yetinen ve dinlemekten kaçınan bir toplum mevzubahistir.
Bir bakıma halkımızın kalitesi bu kadar demekle yetinilmek düşünülebilir, ama bu çıkış yolu olamaz. Medya mensupları sürekli yanlış yayıncılık yapmakta ve suçu birbirlerine atmakla vakit kaybetmektedir. Vitrine çıkardıkları insanlar onlara satış malzemesi yaratsa bile, bilgi vermemektedir. Politikacılarımızın ve özellikle bilim adamlarımızın acz içinde olması da medyayı güçsüz bırakmaktadır.
Aslında kimse ne yaptığını bilmemektedir. Gazeteciler çoktan işlevlerini unutmuş mülakat gazeteciliğiyle yetinir olmuşlardır. Hükümetlerle yakın ilişki kurmak ya da iş dünyası içine girmek ve toplumu onların görüşleri çerçevesinde yönlendirmek görev sayılmıştır.
(30 Ocak 1995)
"Nezih Demirkent" tarafından kaleme alınmış kitaplara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.