Reklamda Kötüleme Yasak, Ama Bunu Uygulayan Var mı ?

Reklamcılık önemli bir işkoludur. Yaratıcılık ister, sanatsal yönü vardır, insan ilişkileri çok önemlidir ve hepsinden öte sonuç vermesi beklenen bir iştir.

Hafta içinde Reklamcılar Derneği Başkanı Atilla Aksoy’la Reklamverenler Derneği Başkanı Ömer Kayalıoğlu’nun imzalarını taşıyan bir mektup aldık. Mektup şu sözlerle başlıyordu : Ürünlerin, üreticinin, reklamcının, medyanın ve bir bütün olarak rekabetin gelişip zenginleştiği bir dönemde ne yazık ki, tüketici, reklam ajansı, reklamveren ve medyanın karşılıklı ve ortak haklarını koruyan ve 10 trilyonluk sektörümüzün işleyişini düzenleyen bir kurallar çerçevesinden yoksunuz.

Mektupta daha sonraları kamuoyunda reklama karşı bir güvensizliğin doğduğundan söz edilmekte ve sektörü oluşturan kesimlerin kendi iradeleriyle bir araya gelmeleri için bir çağrı yapılmaktadır.

Doğrusu, şu günlerde böyle bir girişimin biraz da geç kalmış olmasına rağmen yararı olacağına inandığımız için bu hafta biraz reklamcılık dünyamızdaki son olaylardan söz etmek gereğini duyduk.

Gazetelerimiz aylardır ahlaka uygunluktan dürüstlükten, doğruluktan ayrılmış hazırlattıkları reklamlarla da reklam ajanslarını kendilerine ortak etmişlerdir.

Aslında bu olay son yılın acımasız rekabetinden kaynaklanmamıştı. Bir süreden beri Son yılların modası ansiklopedi rekabeti maalesef sadece basınımızın temel ilkelerini değil, reklamcılık sektörünü de güç duruma itmişti.

Şu günlerde kimin doğru yaptığını, neyin geçerli olduğunu bilmek oldukça güç hale geldi. Habercilikte, reklamcılıkta tek kelimeyle iletişimde okuru aptal sananlar kuyularını kazmaya görev bildiler.

Demokrasi bir kurallar manzumesidir, haberciliği veya reklamcılığında kuralları bulunmaktadır.

Biraz daha yürekli olmak, daha kararlı görünmek belki de bataklığı kurutabilir, herkesin bu alanda yapacağı pek çok şey olduğuna inanıyoruz.

(28 Aralık 1993)