Gazetecinin Gazete Sahibi Olması
İnsanlar sahibi oldukları kuruluşlara kendi
özelliklerini yansıtır. Yönetim kadrosu veya işletme kuralları kuruluşun
sahibine göre düzenlenir. Öyle olunca da gazete sahipliği çok önemli hale
gelir. Bir yayın organının politikası veya çalıştırdığı insanlar hep sahibine
göre seçilir.
Aslında bir gazetecinin gazete sahibi olabilmesi
kolay bir iş değildir. Mesleğe başlayanlardan kimse ilerde gazete sahibi olmayı
pek düşünmez, gaye iyi ve okunan bir yazar olmaktır. Bu gazeteciliği sevenler
için yeterlidir. Ancak ekonomik koşullar bu yargıyı zamanla değiştirdi ama yine
de gazetecilerin gazete sahibi olmaları pek gerçekleşmedi. Çünkü işadamı olma
özelliğini taşıyanlar daha kolay yoldan para kazanabilecekleri başka işleri
tercih ettiler.
Mesleğin ilginç bir yönüde meslekte çalışanların
kendi içlerinden çıkan gazete sahiplerini benimsemedikleridir. Nitekim belki de
bu yüzden Kemal Ilıcak bizim yokuşta patrondan çok gazeteci özelliğiyle yaşadı.
Bugün de Hürriyet ve Sabah dışında kalan gazetelerin sahipleri meslek dışından
gelmiş kişilerdir. Erol Simavi ve Dinç Bilgin babadan kalma mesleği sürdürmekte
ancak gazetelerini büyütme yolunda ellerinden geldiğince çalışmaktadırlar.
Gazete sahipliği çok önemli bir iştir, bu sebeple
gazete sahibine imtiyaz sahibi gibi önemli bir sıfat verilmiştir. İmtiyaz
sahibi yayın müdürünü seçen kişidir, yayın politikasında söz sahibidir,
birlikte çalışacağı insanları seçmese de onların kadrolaşmasında daima etkin
olacaktır.
Ancak gazete sahiplerinin yayın politikalarını
kendi işlerine, alet etmeleri affedilemez bir hatadır. Bugünlerde maalesef
böyle olayların yaşandığını biliyor ve endişelerimizi sırası geldikçe
söylüyoruz. Çünkü böyle bir yayın politikası halkın yanlış bilgilendirilmesi
anlamına gelmektedir. İster yazılı, ister görsel basın olsun hiçbir yayıncının
kendi yararına yapmaya hakkı yoktur.
13 Nisan 1993